Hürriyet

6 Temmuz 2010 Salı

:::YARI TANRININ DOSTLARI:::

İşte herkesin merakla beklediği bölüm. Bir yarı tanrının, yani benim hayatımın farklı dönemlerinde yanımda olmuş yahut halen olan dostlarıma ayırdığım bölüm. Eğer diğer insanlara ve hayata uyum sağlayamıyorsanız farklısınızdır. Özelsinizdir. Kimse bilmiyordu... Ben bile bilmiyordum...

Yarı tanrı olduğumu yaşadığım maceralardan sonra anlayacaktım. Dostlarımla yaşadığım maceralardan sonra...

Kimseye haksızlık olmasın diye, kimse neden önce benden bahsetmedin demesin diye, siz kadim dostlarımı alfabetik sırayla anlatmaya çalışacağım. İnsan, arkadaşından yansırmış ya... Külliyen yalan! Kimse, bir başkasının yansıması değildir! Hepimiz, Tanrı'nın yansımalarıyız. Arkadaşlar, çekirdek aileden sonra gelir. Teyzeden,amcadan,kuzenden, dayıdan,haladan,dededen,nineden... Çoğu zaman kardeşten ötedir...

Adnan'ım... Dostum. İçindeki kızılderili ruhunu, yaşamına taşımış. Onun için düzen ve doğru; uygulanması gereken ve bu, ona göre zor olmayan kavramlardır. Dürüst,düzenli ve doğrudur. "Her koyun kendi bacağından asılır" dese bile, asılan koyunu umursuyorsa, bacağının askısını keser. Yardımseverdir. Sakin görünür. Sakin sinirlenir. Anlamazsınız en başta. Zamanla tavır gösterir. Basitliği sevmez, basit değildir. Sohbeti keyiflidir. Yalanı sevmez. Ukaladır derler, değildir. Ukalalığını hiç görmedim. Alttan alır. Çok üstüne çıkarsanız, üstünden fırlatır ve yere düşersiniz. Kaldırmaz! Elinde ne varsa paylaşır. Kötü ve iyi günlerde eşsiz bir dosttur. Babil Cafe'de tanışmıştık. Yanımda olduğu için memnunum.

Berk(Ortak). Kaptan Amerika'cılık zamanlarımızdan bahsetmiştim. İlkokuldan bu yana arkadaşız. Önceleri, ailesinin maddi durumundan dolayı zengin gösteriyor sanırdım. Yıllar sonra anladım ki, karakteri zenginmiş. Çok yetenekli bir çizer. Muhteşem bir hayal gücü kullanıcısı. Sıkılgan. Biraz...
Gerçekten, Kaptan Amerika'ya benziyor. Görüntü ve tarz olarak. Çok esprili. Şeytan tüyünden oluşan bir kıl yumağı. Kızları kendine hayran bırakmada uzman. Dünyanın en güzel Marianna'sı ile birlikte. Hayatıma belli dönemler girip, çıkan Berk ile şu sıralar bolca görüşüyoruz. Hem hayat, hem iş ortaklığımız da var. İlk arkadaşım aynı zamanda...

Burcu. Soyadı "Yıkıcı" ama ben bir bu kadar daha "yapıcı" birini görmedim. Ortaokul'dan... Bahsetmiştim. "Dansa Davet" oynardık, mutluluk teneffüs edebildiğimiz, okul teneffüslerinde. Mert kızdır. Hassasdır. Düşüncelidir. Kimseyi kırmayayım derken, kimi zaman kendi kırılır. Belli etmez. Ben anlarım. Sahip olduklarının, artarak baki olmasını dilerim. Böyle bir dosta herkes sahip olamaz.

Burak. Starbucks Gayrettepe. Kaç yıl oldu? Tam üç yıl. Kahve siparişi aldığı günlerden başladı, eşi ile tanışmamıza kadar, çoğalarak devam etti dostluğumuz. Özü, sözü bir... Keyif adamı... Esti mi kafasına? Yakar bir sigara, çeker gider, mülayim bir sırıtmayla. İyidir Burak. Sohbeti, rakı-balığı, oğlunu çok sever. Birde çok güzel kahve yapar. Onun yüzünden alıştım Starbucks'a...

Duygu. Aahhh. Nasıl unuturum, ellerinle kestane soyup, yedirdiğini bana? İstiklal'in ortasında... Hırçın Karadeniz'in, sakin kızı...En yumuşak rengisin hayatımın...Ebru Abla. Oturduğumuz evi bile o buldu, gidip emlakçıdan. Beni en hatırlanmadığım zamanlarımda, o hatırladı. Hayat dolu, genç kız! Bilgili, edin sahibi, üslubu ile tam bir İstanbul Hanımefendisi. Adı "Neşe" olsa, bu kadar neşe saçamaz etrafına, bir kadın.

Yeter mi be Gökhan? Yeter mi sayfalar, kelimeler? Hangi literatürde var, sende ki delikanlılık? En liseli zamanlarımızın en efendi delikanlısı! Kardeşim! Kanım benim!
Ne acımız kaldı paylaşmadığımız? Ne tatlımız? Hayat attı arenaya, sen dövüşe, savaşa, ben kıra, parçalaya... Hep birlikte ama... Birlikte savaştık be Gökhan! Kalbimde ve aklımda olacaksın, ölene kadar!

Ebru Abla. Yaşanası bir dünyasın sen Ebru! Ne iyi oldu da geldin, yüce hayatıma. Keyfim tam kaçmıştı. Tam sohbet arasıydı bu bende ki boşluk. Dedim, konuşayım ama kiminle. Sen kahkaha atarak geldin hayatıma. Şen gülüşüne dayanmak ne mümkün? Akıllıca konuşan kaç kişi kaldı ki? Ölümü bile sen anlatınca, komik geliyor. Yüzün hep gülsün, gülen yüzüm.

Söylemek istediğinizi rahatça konuşabildiğiniz, hareketlerinizi salıverdiğiniz,yanındayken ailede gibi hissetmenize sebep olan biri var mı etrafınızda? Benim var. Tam bu yazdıklarımın isim karşılığı: Kenan ! Öfkesi saman alevi kadar geçici(sevdiklerine). O kadar içten ki, onunlayken rahat ediyor insan. Komik, sohbetşinaz, keyifli, yakın, arkadaş, abi ve bir yarı tanrının(benim) en yakın dostu.

Kenan'dan bahsetmişken, ayrılmaz parçası, onun bütünü ve anlamı olan, güzel eşi Reyhan'dan bahsetmemek olmaz. En stresli hallerde bile gülümseyen yüz kaslarının hakimi. Yakın ve cömert. Ne görüyorsanız, görmediğinizde o... Yani olduğu gibi... Samimi, merhametli... Yemek konusunda becerikli... Motivasyonumda etkili rolü var her zaman.

Dünya, Kenan ve Reyhan'ın kalbi kadar güzel olsaydı; Herkes ona aşık olurdu...

Uyuyayım biraz. Uyanınca devam ederim. Sabahı yaptık yine. Bir sigara yakma vakti ama önce... Sonrasında, hafif buğulu rüyalarımın kollarında süzüleceğim. Hem, o da orada...

Rüyalarımın prensesi! Birde uyanmak olmasa o anda... Bu tez uyanışlar yoruyor. Kapıyorum gözlerimi dostlarım... B...u sefer, o tatlı huzurla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder