Hürriyet

6 Temmuz 2010 Salı

:::OLAYSIZLAŞIM:::

-"Bak şimdi görüyor musun? Burada yüreğin kabarmış!" gibi bir teyitleme ister ya, kahve telvelerinden fal bakan, şahs-ı müneccim kişiler. Bizi geleceğimizle ilgili fikir sahibi ederler. Dinleriz can-ı kulakla. Umut verir bize fallar. Geçici umutlar ve yollar gösterir. İşin heyecanı, fal bakılana kadar. Sonra alır bir düşünce... Aromalı sakızı ilk çiğneyişinizde aldığınız, damakta ki, meyve tadı, zamanla olur saman tadı. O düşüncelerde, kafamızda, kurguladıkça sıkıntı verir. Kafamızdan atmak isteriz. Anlamlı olduğunu sandığımız telve dizilimlerinin, "saçma bir fal" olduğu ile telkin ederiz kendimizi. Oldu mu sana fal gerçek!? Kabardı mı yüreğimiz şimdi? Bir içimlik, nam-ı diğer, kırk yıllık fal ile iyice yaptık mı sıkıntı? Ortada ne olay var. Ne de adam gibi sebep. Olaysız yere, oldu bize olay, o fal...
Yıllar önce, bir kız bana el falı bakmıştı. Uzunca vakit, o falda söylediklerine inanarak, bağlandım. İstem dışı bir koşullandırmayı taşıdım senelerce... Hayatımın belli dönemlerinde, karşıma çıkan, olay ve kişileri, o saçma el falının içine entegre etmeye çabaladım durdum.

Henüz yakın bir tarihde farkettim ki; Yanlış düşünüp, hatalı hareket ediyorum. İnanılmayacak, dikkate alınmaması gereken bir fasavra kümesinin elemanı olmuşum sadece. Ortada, gelecek bağlanacak bir olay yokken...

Fal sadece bir örnekti. İnsanlar, hayatları boyunca gereksiz yere, ortada önemsenecek birşey yokken, olay çıkartırlar kendilerine ve başkalarına. Büyütülmeyecek, ufacık konuları abartırız. Gereksiz yere, saçma ve kör inançlardan ağlar öreriz. O ağlara hem başkaları takılır, hemde kendi ağımızda, biz dolanır kalırız. Ağ örmeyin! Ördüğünüz ağlara kimseyi çekmeyin! Siz örümcek değilsiniz! Yapışkan, kör inanışlarınız olmasın! Olaysızlaşın. Yok yere olay yaratmayın! Sizde"olaysızlaşımı" yaşayın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder