Hürriyet

16 Temmuz 2010 Cuma

:::OLGEM:::5.Bölüm::::

Elif, mutfakta akşam yemeği için hazırlık yaparken, içeride sessizce oturan babasına seslenir.

Elif:
-Baba, bu akşam Metin Abi ve Bahar gelecek. Belki hatırlarsın. Bahar’ın doğumgünü bugün. İki yaşına girecek. Metin Abi seni de merak etmiş ayrıca. Ben de bize davet ettim.

Boş gözlerle, televizyon karşısında, tepkisiz oturan baba ayağa kalkar ve mutfağa doğru gider. Mutfağın kapısından, kızı Elif’in yemek yapmasını seyreder. Elif’in elindeki bıçakla sebzeleri hızlı ve tertiplice doğramasını izlemeye başlar. Bıçağın, doğrama tahtasına her vuruşunda çıkarttığı o ritmik ses… Elif, babasına döner, gülümseyerek...
-Yardım etmek ister misin?

Adamda ses yoktur.

Elif:
-Baba? İyi misin?

Tahtaya vuran bıçak sesi, beyninin içinde zonklamaya başlar. Bıçak, sanki kafasının içinde, sebzeleri değil, onun beynini keser gibidir! Başını, ellerinin arasına alıp, gözlerini sıkıca kapatır ve birden bağırır!
-Yeteer! Yeteeeeeer!

Elif, korkuyla elinde ki bıçağı sıkıca kavrar! Titrek bir ses tonuyla…
-Baba, ne oldu? N-Neden bağırdın?

Baba bağırarak:
-İstemiyorum onları! Gelmesinler! Kızını da istemiyorum, o şerefsiz Metin’i de! Burası benim evim! İstemiyorum! Gelmeyecekler! Anladın mı? Anladın mı diyorum sana? Anladın mı? Cevap ver bana!

Elif:
-Baba, neden böyle yapıyorsun? Neden bu kadar kızdın?

Baba:
-Bana baba deyip durma! Metin benim küçük kızımı çaldı! Bahar onun değil, benim kızım! Bende senin baban değilim! Senin gibi bir fahişenin babası olamam ben!

Elif, şaşkınlık, tedirginlik ve korkuyla perçinlenmiş bir surat ifadesiyle, elini mutfağın üst rafına uzatır ve rafın kapağını açar. Orada ki “Xanax” kutusuna ulaşır.
-Baba, istersen biraz sakinleş. Sana ilaçlarını vereyim. Olur mu? Sonra oturup, konuşuruz.

Baba, daha da sinirlenerek, Elif’in üzerine yürür!
-Seni küçük orospu! Beni öldürmek istiyorsun değil mi?

Elif’i bileklerinden sıkıca tutup, sarsmaya başlar! Ağzından tükürükler saçarak, küfür etmeye devam eder! Bütün bu korkunç tavırlar karşısında, babasının ona yaptığına anlam veremeyen Elif, ağlamaya başlar. Babası, Elif’, yere savurur ve üzerine çıkıp, tokat atar. Bir… İki… Üç… Ve durmadan vurur! Elif’in yüzü kan içindedir. Sonra babası tezgahın üzerinde ki bıçağa uzanır!

Elif, yediği tokatların etkisiyle bilincini kaybetmiş ve bayılmıştır! Kızının saçından tutan baba, elinde ki bıçağı bir anda, onun boğazından içeri sokar! Elif, o acıyla kendine gelir ve belli, belirsiz böğürerek, çığlık atar ! Hala canlıdır! Boğazına giren çeliğin soğukluğunu, sıcak kanının akışı hisseder! Babası sanki tavuk kesiyormuş gibi hızlı ve rahat hareketlerle, kızının can çekişmeleri arasında, boğazını kesmeye devam eder! Bütün çırpınmalara rağmen, Elif, en sonunda, yaşama isteğini bırakır! Mücadele edemeyecek kadar kan kaybetmiştir. Ayak parmaklarından başlayarak, bedeni hissizleşir ve uyuşur! Babası, en sonunda, kızının kafasını, bedeninden ayırır! Her taraf kan içindedir! Elif, bir iki saniye daha, başsız vaziyette çırpınır…

Babası, yavaşça ter içinde ki alnını sol elinin tersiyle silerek, Elif’in üzerinden doğrulur. İşte tam o anda, kapının çalınmasıyla panikler!

------BEŞİNCİ BÖLÜM SONU-------- ---------DEVAM EDECEK---------

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder