Bazen canın sıkılır. Neden olduğunu bilemezsin.
Birileri seni görsün istersin. Aslında birileri değil, senin istediğin
birileri... Her zaman hayat o kadar hızlı değildir. Zamanın akışını unutturan
anlar vardır. Kimi bu zamanları tadar, kimiyse tadacağı günü bekler. İşin en
kötü kısmı beklemektir zaten.
Bilmediğin bir tarihte, yaşamadığın o duyguları,
umutsuzca beklemek. Umutsuzca... Umut, en çokta umutsuzluk demektir. Ayakta
durmak ne kadar zor. Özellikle, yaşam insanı omuzlarından bastırıp, yere çekmek
isterken. Pozitif olmaya çalışırsın, kendini mutlu etmeye, oyalamaya... Biraz
daha çaba gerek dersin. Biraz daha mücadele etmek gerek dersin. Başkası seni,
senin hislerinle göremez. İnsanlar seni anlamaz. Seni anlamaya gayret bile
göstermezler genelde. Birine aşık olursun ama her şey beyninin "içinde"dir. O asla
aşkta seni seçmeyecektir. Bunu bilirsin. Bununla bütün kapıları, ihtimalleri
kapatırsın. Bloke edersin olabileceğini zannettiğin ama mantıklı düşününce asla
olmayacağını bildiğin bütün, o kum tanesi büyüklüğünde ihtimalleri. Hayal
kırıklıkların sadece seni ilgilendirdiği için başkaları onlardan aldığın
yaraları, abartı olarak tanımlar. Sonra sırf bunalım görünmemek için sende önemsizmiş
gibi davranırsın.
Kişilik çatışması en çok burada ortaya çıkar. Olduğundan ve
yaşadığından farklılaşırsın. En azından bunun için çabalarsın. Sadece diğer
insanlar içinde var olabilmek amacıyla. Normal olabilmek için. Normal kişilerle
yarışabilmek için. Normal... Çoğunluğun yaptığı, davrandığı ve kabul ettiği
durum, duygu ve ifadeler normal kavramını ortaya çıkartır. Fakat aslında her
insan, kendince normaldir. Bir sürünün veya düzenin parçası olmadıkları için
onlara normal değil deriz. Normal, normlara yani standartlara uygun demek.
Normal dışı, uygun olmayan... Peki ya tamamen yalnızlık hissi... Normal bir
yaşamda, anormal bir yalnızlık. Kendine güvensizlikten eser yok! Aslında bu öylesine
bir kendine güven ki; tüm bu Dünya ve onun kaostan ortaya çıkan, normaller cehennemi düzenine karşı tek
duruş..! Tek başına, başkalarının saçma bazende mantıksız olan düzenine tek
karşı koyuş!
İnsanlar beni aptal olarak görüyor. Halbuki ön yargılarından yarım
saniyeliğine kurtulup anlamayı deneseler her şey öyle bir netlik kazanacak ki...
Lütfen sadece deneyin. Söz veriyorum, tek kaybınız ön yargınız olacak!
Zamana karşı yok olmadan önce zamanın içinden, iyi hatırlanan biri olmayı dilerim.
Zamana karşı yok olmadan önce zamanın içinden, iyi hatırlanan biri olmayı dilerim.