Hürriyet

24 Ağustos 2011 Çarşamba

Every Woman in the World


Salon loştur...

Gül ağacından yapılma, eskitme yemek masasının üzerinde, çırılçıplak dans eden ateşi, avuçlarında tutan gümüş şamdanlar...

Yerde serili İran halısının gözalıcı motifi üzerinde, yalınayak ve yavaş adımlarla ilerleyen bir melek.  

O kadın asla varolmayacak kadar gerçek olan...  

İpek geceliği ışıl ışıl parıldıyor. Zarif sarı saçları odayı, mum ışıklarından oldukça daha çok aydınlatıyor.

Mavi gözlerine sakince yerleşmiş olan aşk dolu bakışlarla bana bakıyor. Islak dudaklarının hafif aralanışını izliyorum ve heyecandan hızla atan kalbimi ilk günkü kadar net duyabiliyorum.
 
Salonun girişinde, soldaki etajerin üzerinde duran müzik setinden yükselen o melodi...
Tam o bana ilerlerken... O şarkı çalıyor. Tıpkı "Slither" da olduğu gibi... O şarkı...

"Every Woman in the World"

Your my fantasy
Your my reality
...