Hürriyet

4 Mart 2014 Salı

Unutmayın Bakim..!

Bazen canın sıkılır. Neden olduğunu bilemezsin. Birileri seni görsün istersin. Aslında birileri değil, senin istediğin birileri... Her zaman hayat o kadar hızlı değildir. Zamanın akışını unutturan anlar vardır. Kimi bu zamanları tadar, kimiyse tadacağı günü bekler. İşin en kötü kısmı beklemektir zaten. 

Bilmediğin bir tarihte, yaşamadığın o duyguları, umutsuzca beklemek. Umutsuzca... Umut, en çokta umutsuzluk demektir. Ayakta durmak ne kadar zor. Özellikle, yaşam insanı omuzlarından bastırıp, yere çekmek isterken. Pozitif olmaya çalışırsın, kendini mutlu etmeye, oyalamaya... Biraz daha çaba gerek dersin. Biraz daha mücadele etmek gerek dersin. Başkası seni, senin hislerinle göremez. İnsanlar seni anlamaz. Seni anlamaya gayret bile göstermezler genelde. Birine aşık olursun ama her şey beyninin "içinde"dir. O asla aşkta seni seçmeyecektir. Bunu bilirsin. Bununla bütün kapıları, ihtimalleri kapatırsın. Bloke edersin olabileceğini zannettiğin ama mantıklı düşününce asla olmayacağını bildiğin bütün, o kum tanesi büyüklüğünde ihtimalleri. Hayal kırıklıkların sadece seni ilgilendirdiği için başkaları onlardan aldığın yaraları, abartı olarak tanımlar. Sonra sırf bunalım görünmemek için sende önemsizmiş gibi davranırsın. 

Kişilik çatışması en çok burada ortaya çıkar. Olduğundan ve yaşadığından farklılaşırsın. En azından bunun için çabalarsın. Sadece diğer insanlar içinde var olabilmek amacıyla. Normal olabilmek için. Normal kişilerle yarışabilmek için. Normal... Çoğunluğun yaptığı, davrandığı ve kabul ettiği durum, duygu ve ifadeler normal kavramını ortaya çıkartır. Fakat aslında her insan, kendince normaldir. Bir sürünün veya düzenin parçası olmadıkları için onlara normal değil deriz. Normal, normlara yani standartlara uygun demek. Normal dışı, uygun olmayan... Peki ya tamamen yalnızlık hissi... Normal bir yaşamda, anormal bir yalnızlık. Kendine güvensizlikten eser yok! Aslında bu öylesine bir kendine güven ki; tüm bu Dünya ve onun kaostan ortaya çıkan, normaller cehennemi düzenine karşı tek duruş..! Tek başına, başkalarının saçma bazende mantıksız olan düzenine tek karşı koyuş! 

İnsanlar beni aptal olarak görüyor. Halbuki ön yargılarından yarım saniyeliğine kurtulup anlamayı deneseler her şey öyle bir netlik kazanacak ki... Lütfen sadece deneyin. Söz veriyorum, tek kaybınız ön yargınız olacak!

Zamana karşı yok olmadan önce zamanın içinden, iyi hatırlanan biri olmayı dilerim.   

12 Ocak 2014 Pazar

Kötü Rüya

Gece yarısı anneme ilaç almaya nöbetçi eczaneye gidiyorum. Annem yanımda... Adam bizi yarım saat bekletiyor. İlacın depodan geleceğini söylüyor. Neden hala gelmediğini ve daha fazla bekleyemeyeceğimizi söylüyorum. Umursamamıyor, biz yokmuşuz gibi davranıyor. Annem hala dışarıda... Dayanamıyorum, bankonun arkasına geçiyorum ve adamın yakasından tutup, duvara yaslıyorum. Bağrıyorum. Neden bize bunu yapıyorsun diyorum. Adam umursamıyor, sırıtıyor sadece. Adamı bırakıyorum. Yeter diyip, annemi de alıp, oradan gitmeye karar veriyorum. Annem dışarıda yok. Onu bulamıyorum. Sesleniyorum ama cevap yok. İnsanlar bana deliymişim gibi bakıyor. Kimse yardım etmiyor. Eve gidiyorum, kardeşim yok. Telefonu elime alıyorum, tuşlar yok. Sonra bir kız geliyor. Beyaz bir elbisesi var. Yüzünü göremiyorum ama tanıyorum. Elimi tutup, sakinleşmem için banka oturtuyor. Konuşmuyor. Anlatamaıyorum. Kızda gidiyor. Bir dobermana sarılıyorum, ondan korktuğum halde beni ısırmasın diye sarılıyorum. Acıyıp, ısırmıyor. Sevgiyle şiddeti yok etme stratejisi... Ama çok yoruldum. Hayatta duracak halim yok. 
Sevdiklerimin gülümsemesi olmazsa, ayakta durmam çok zor. Kimse yıllardır her gece gördüğüm kabusları bilmiyor. Kaybetme korkumu... Kırılma korkumu... Yaşama korkumu... Uzun zamandır savaşıyorum ama şimdi anlıyorum ki, en büyük düşmanım kendim. Bana kızmayın, kırılmayın lütfen... Elimden geldiğince normal olmaya çalışıyorum.

Anormal

Yıllardır uğraşıyorum. Normal insanar gibi olmaya çalışıyorum. Evime bakmaya, annemi, kardeşimi mutlu etmeye, babam terkettiğinden bu yana evin reisi olmaya... Srumluluklarım o kadar küçük yaşta başladı ki ne çocuk olabildim, ne genç, ne de normal. Ailemi, arkadaşlarımı, sevdiklerimi de hep korumaya çalıştım bir baba, bir abi, bir dost gibi... Hep iyi, doğru biri olmaya çalıştım. İlgi çekmeye çalışmıyorum. Sadece çok yalnızım. Kimseye derdimi açamıyorum. Açsam zayıf bu diyecekler. Ben başarısızım. Normal değilim. Annem üzülür diye intihar bile edemiyorum.

Please Help

Please hear my voice. I need help. Nobody knows but i'm dying. I can't tell anybody. My soul getting into pain. My soul is so sensetive. I can't hold my life because i don't want live anymore like this. I only want to get sleep until forever. I'm alone in dark. Please help me...