BENOLOJİ
Saatin ne önemi vardı ki? Şafak sökerken baktım... Ne gerek vardı? Bir kez daha kendimden çıkıp dolaşmaya,yasak caddelerinde üzüntülerin. Arkama eklediğim hüzün vagonlarında kaç yolcu taşıdım? Kaç peronda onları bıraktım? Yolun sonuna gelmek mi zor olmuştu? Başından sonunu bilmemek mi? Daha ümit var! Tükenmedi... MEHDİ VASSETİ
Hürriyet
12 Eylül 2017 Salı
30 Mayıs 2016 Pazartesi
Haksızlık Bu
Ait olduğum yer hiç bir zaman burası değildi. Olmak istediğim yerde burası değildi. Kızıyorum, sinirleniyorum, nefret ediyorum, kıskanıyorum. Hakettiğime yüzde sonsuz kere emin olduğum güzelliklere ve haklarıma ulaşmama izin verilmediği için bu dünyadan ve ceset kokan iğrenç hayattan nefret ediyorum. Öldüm, ölüyorum, öldüm, ölüyorum, öldüm, ölemeden yaşıyorum ne yazık...
20 Mayıs 2016 Cuma
Kartal
11 Nisan 2016 Pazartesi
SADE ve MASUM
Bir insanın, diyorum ya bir insanın masumiyeti... Özlediğim o derin bakışlar... Asla bana bakmayan... Hüzünlü ve derin... Masum... Diyorum ya bir insanın... Değerlidir, eşsizdir masumiyeti.
DELİ ANNE
DELİ ANNE (Nilay'ın öneleme sınavı için özel metin)
Zavallı genç anne, kendini feda ettiği ailesi tarafından
akıl hastanesine yatırılmıştır. Günlerden bir gün sağlık heyeti önüne
çıkarılmak için odasına gelen görevliler tarafından alınır. Kollarına giren
görevlileri azarlamaya başlar.
-Bırakın beni yaaa, bırakın kolumu! Ocakta yemek var.
Şubatta kızın piyesi. Martta oğlanın sınavı… Çook işim var çoook. Bıraksanıza
yaa…
Apar topar heyet önüne getirilirken, sarfettiği bu sözlerle
kapıdan girer. Karşısındaki doktorlar onu izlemektedir. Doktorlardan birini
ölen amcasına benzetir!
-(şaşkın, elini şaşkınlıktan açılmış ağzına götürür) Aaaa
Müzeyyen Amca? Sen ölmemiş miydin?
-(kıs kıs gülmeye başlar) O kadar yolu beni görmeye mi
geldin? (Masumlaşır, telaşlanır)Bilseydim bir şeyler hazırlardım).
Başhekim, neler olduğunu sorduğunda, anne sakinleşip,
anlatmaya başlar.
-Yıllar önce aşık olduğum adamla evlendim. Herşey önce çok
güzeldi. Masal gibiydi adeta(Gözleri yıkarı o günlere dalar, anımsar. Yüzünde
tatlı bir tebessüm).
-Sonra masalımıza çocuklarımız katıldı. Önce oğlum sonra
kızım(parmaklarıyla sayar. Bir an düşünür emin olamaz). Yoksa önce kız mıydı? (düşünceli.
Sonra boş ver manasında elini sallar ve devam eder)
-(ses tonu gerginleşir, gözlerini açarak başhekime bakar) Bir
süre sonra evliliğimin masal olmaktan çıkmaya başladığını farkettim(Burada
uzaklara dalar).
-Kocamın çalışma, evde otur çocuklara bak demesiyle masal
evim hapisanem ilan edilmişti ve bende ev kadınlığına mahkum olmuştum. (gururlu) Arı gibi çalışıyordum. Yıllar geçip
gidiyordu(üzgün)
Artık zorlanmaya başlamıştım! Ev kadını olmak için yapmadığım(!) başvuru kabul edilmiş. Evinin kadını genel yönetici! Sigortasız ve maaşsız full mesai işime başlamıştım!(yüksek sesle asker selamı verir)Anne, dört nüfuslu ev hanesine hizmet için göreve hazır efendim!
Artık zorlanmaya başlamıştım! Ev kadını olmak için yapmadığım(!) başvuru kabul edilmiş. Evinin kadını genel yönetici! Sigortasız ve maaşsız full mesai işime başlamıştım!(yüksek sesle asker selamı verir)Anne, dört nüfuslu ev hanesine hizmet için göreve hazır efendim!
-Çocuk hasta olur, hemşire Hanım(sus işareti) / Musluk
bozulur, tesisatçı Asım(kafa boyundan geriye, gözler açık)/ Ampul patlar,
elektrikçi Faruk(elle kafası üzerinde ampul çevirme işareti yapar)/ Ödev
zamanı, Öğretmen Rabia(eller arkaya, baş dik, göğüs öne). Yeter beee! İnsanım
ben, insan! Derya Baykal değilim! (kısa sessizlik, kendi ekseninde bir tur
döner, bedeni öne arkaya sallanır)!
-(Gıcık olmuş zoraki bir deli gülümsemeyle devam eder) Sabah
kalkıyordum, ev halkına kahvaltı hazırlıyordum. Koca işe, çocukar okula.
Temizlik, evet temizlik yapıyordum. Sonra yemek telaşı..!
-Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer derler, bana
kalp krizi geçirtecek yolda aynı güzergahta! Beyimiz patatesi beğenmez, “offf
yine mi patates, Brokoli mi? Bööö(suratını ekşitir), pırasa mıııı?
İğrenççç(kusacak gibi), mercimek (küfür
eder gibi söylenir),ona nimet diyenin… (ellerini önünde kavuşturur, dudaklar
teyze modu), kereviz, tövbe bismillah, (elerini aman benden uzak tut anlamında
hızlıca sallayarak) evlerden ırak!
-Tavuk alırdım ailece hepsi “buut” diye tuttururlardı.
(ellerini iki yana açıp kahkaha atar) Kime yetiştireyim iki butu? Tavuk bu ayol,
kırkayak mı? (ciddileşir ve devam eder)Ama sonunda dünyanın kaç bucak, tavuğun
da kaç bacak olduğunu anladılar!
-Nasıl mı?(Heyete sorarak)
(Kahkahalarla cevaplar)Delirdim de ondan… Son nüfus sayımında gelen memur işimi sordu, (durur,
düşünür. Soru tuhaf gelmiştir). Ev kadınıyım dedim... (nüfus memurunun elindeki
tuttuğu dosyaya bakar gibi yapar, eliyle ağzını şaşırma ifadesiyle kapatır.
Heyete dönüp)Aaaa bir de ne göreyim? Adam beni işsiz diye yazmıyor mu?
Beni...(parmağıyla kendini gösterip, gözlerini açar iyice) İşsiz... Haa ha, ha, ha. İşte o an gözüm kararmış, (kahkalarla güler). O günden sonra baktım buradayım(masum, şaşkın ifade). Şimdi izninizle ocakta kırkbut, ayy yani kırkayak, offf şeyy… (toparlar)Ocakta yemek var. (kendi kendine) Şubatta kızın piyesi, martta oğlanın sınavı… (ilk girişteki tekrar)
Beni...(parmağıyla kendini gösterip, gözlerini açar iyice) İşsiz... Haa ha, ha, ha. İşte o an gözüm kararmış, (kahkalarla güler). O günden sonra baktım buradayım(masum, şaşkın ifade). Şimdi izninizle ocakta kırkbut, ayy yani kırkayak, offf şeyy… (toparlar)Ocakta yemek var. (kendi kendine) Şubatta kızın piyesi, martta oğlanın sınavı… (ilk girişteki tekrar)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)