Hürriyet

12 Eylül 2017 Salı

30 Mayıs 2016 Pazartesi

Haksızlık Bu

Ait olduğum yer hiç bir zaman burası değildi. Olmak istediğim yerde burası değildi. Kızıyorum, sinirleniyorum, nefret ediyorum, kıskanıyorum. Hakettiğime yüzde sonsuz kere emin olduğum güzelliklere ve haklarıma ulaşmama izin verilmediği için bu dünyadan ve ceset kokan iğrenç hayattan nefret ediyorum. Öldüm, ölüyorum, öldüm, ölüyorum, öldüm, ölemeden yaşıyorum ne yazık...

11 Nisan 2016 Pazartesi

11


Skull Repture


SADE ve MASUM

Bir insanın, diyorum ya bir insanın masumiyeti... Özlediğim o derin bakışlar... Asla bana bakmayan... Hüzünlü ve derin... Masum... Diyorum ya bir insanın... Değerlidir, eşsizdir masumiyeti.

DELİ ANNE

DELİ ANNE (Nilay'ın öneleme sınavı için özel metin)



Zavallı genç anne, kendini feda ettiği ailesi tarafından akıl hastanesine yatırılmıştır. Günlerden bir gün sağlık heyeti önüne çıkarılmak için odasına gelen görevliler tarafından alınır. Kollarına giren görevlileri azarlamaya başlar.
-Bırakın beni yaaa, bırakın kolumu! Ocakta yemek var. Şubatta kızın piyesi. Martta oğlanın sınavı… Çook işim var çoook. Bıraksanıza yaa…
Apar topar heyet önüne getirilirken, sarfettiği bu sözlerle kapıdan girer. Karşısındaki doktorlar onu izlemektedir. Doktorlardan birini ölen amcasına benzetir!
-(şaşkın, elini şaşkınlıktan açılmış ağzına götürür) Aaaa Müzeyyen Amca? Sen ölmemiş miydin?
-(kıs kıs gülmeye başlar) O kadar yolu beni görmeye mi geldin? (Masumlaşır, telaşlanır)Bilseydim bir şeyler hazırlardım).
Başhekim, neler olduğunu sorduğunda, anne sakinleşip, anlatmaya başlar.
-Yıllar önce aşık olduğum adamla evlendim. Herşey önce çok güzeldi. Masal gibiydi adeta(Gözleri yıkarı o günlere dalar, anımsar. Yüzünde tatlı bir tebessüm).
-Sonra masalımıza çocuklarımız katıldı. Önce oğlum sonra kızım(parmaklarıyla sayar. Bir an düşünür emin olamaz). Yoksa önce kız mıydı? (düşünceli. Sonra boş ver manasında elini sallar ve devam eder)
-(ses tonu gerginleşir, gözlerini açarak başhekime bakar) Bir süre sonra evliliğimin masal olmaktan çıkmaya başladığını farkettim(Burada uzaklara dalar).
-Kocamın çalışma, evde otur çocuklara bak demesiyle masal evim hapisanem ilan edilmişti ve bende ev kadınlığına mahkum olmuştum.  (gururlu) Arı gibi çalışıyordum. Yıllar geçip gidiyordu(üzgün)
Artık zorlanmaya başlamıştım! Ev kadını olmak için yapmadığım(!) başvuru kabul edilmiş. Evinin kadını genel yönetici! Sigortasız ve maaşsız full mesai işime başlamıştım!(yüksek sesle asker selamı verir)Anne, dört nüfuslu ev hanesine hizmet için göreve hazır efendim!
-Çocuk hasta olur, hemşire Hanım(sus işareti) / Musluk bozulur, tesisatçı Asım(kafa boyundan geriye, gözler açık)/ Ampul patlar, elektrikçi Faruk(elle kafası üzerinde ampul çevirme işareti yapar)/ Ödev zamanı, Öğretmen Rabia(eller arkaya, baş dik, göğüs öne). Yeter beee! İnsanım ben, insan! Derya Baykal değilim! (kısa sessizlik, kendi ekseninde bir tur döner, bedeni öne arkaya sallanır)!
-(Gıcık olmuş zoraki bir deli gülümsemeyle devam eder) Sabah kalkıyordum, ev halkına kahvaltı hazırlıyordum. Koca işe, çocukar okula. Temizlik, evet temizlik yapıyordum. Sonra yemek telaşı..!
-Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer derler, bana kalp krizi geçirtecek yolda aynı güzergahta! Beyimiz patatesi beğenmez, “offf yine mi patates, Brokoli mi? Bööö(suratını ekşitir), pırasa mıııı? İğrenççç(kusacak gibi),  mercimek (küfür eder gibi söylenir),ona nimet diyenin… (ellerini önünde kavuşturur, dudaklar teyze modu), kereviz, tövbe bismillah, (elerini aman benden uzak tut anlamında hızlıca sallayarak) evlerden ırak!
-Tavuk alırdım ailece hepsi “buut” diye tuttururlardı. (ellerini iki yana açıp kahkaha atar) Kime yetiştireyim iki butu? Tavuk bu ayol, kırkayak mı? (ciddileşir ve devam eder)Ama sonunda dünyanın kaç bucak, tavuğun da kaç bacak olduğunu anladılar!
-Nasıl mı?(Heyete sorarak)
(Kahkahalarla cevaplar)Delirdim de ondan…  Son nüfus sayımında gelen memur işimi sordu, (durur, düşünür. Soru tuhaf gelmiştir). Ev kadınıyım dedim... (nüfus memurunun elindeki tuttuğu dosyaya bakar gibi yapar, eliyle ağzını şaşırma ifadesiyle kapatır. Heyete dönüp)Aaaa bir de ne göreyim? Adam beni işsiz diye yazmıyor mu?
Beni...(parmağıyla kendini gösterip, gözlerini açar iyice) İşsiz... Haa ha, ha, ha. İşte o an gözüm kararmış, (kahkalarla güler). O günden sonra baktım buradayım(masum, şaşkın ifade). Şimdi izninizle ocakta kırkbut, ayy yani kırkayak, offf şeyy… (toparlar)Ocakta yemek var. (kendi kendine) Şubatta kızın piyesi, martta oğlanın sınavı… (ilk girişteki tekrar)