Saatin ne önemi vardı ki? Şafak sökerken baktım... Ne gerek vardı? Bir kez daha kendimden çıkıp dolaşmaya,yasak caddelerinde üzüntülerin. Arkama eklediğim hüzün vagonlarında kaç yolcu taşıdım? Kaç peronda onları bıraktım? Yolun sonuna gelmek mi zor olmuştu? Başından sonunu bilmemek mi? Daha ümit var! Tükenmedi... MEHDİ VASSETİ
Hürriyet
12 Ocak 2014 Pazar
Kötü Rüya
Gece yarısı anneme ilaç almaya nöbetçi eczaneye gidiyorum. Annem yanımda... Adam bizi yarım saat bekletiyor. İlacın depodan geleceğini söylüyor. Neden hala gelmediğini ve daha fazla bekleyemeyeceğimizi söylüyorum. Umursamamıyor, biz yokmuşuz gibi davranıyor. Annem hala dışarıda... Dayanamıyorum, bankonun arkasına geçiyorum ve adamın yakasından tutup, duvara yaslıyorum. Bağrıyorum. Neden bize bunu yapıyorsun diyorum. Adam umursamıyor, sırıtıyor sadece. Adamı bırakıyorum. Yeter diyip, annemi de alıp, oradan gitmeye karar veriyorum. Annem dışarıda yok. Onu bulamıyorum. Sesleniyorum ama cevap yok. İnsanlar bana deliymişim gibi bakıyor. Kimse yardım etmiyor. Eve gidiyorum, kardeşim yok. Telefonu elime alıyorum, tuşlar yok. Sonra bir kız geliyor. Beyaz bir elbisesi var. Yüzünü göremiyorum ama tanıyorum. Elimi tutup, sakinleşmem için banka oturtuyor. Konuşmuyor. Anlatamaıyorum. Kızda gidiyor. Bir dobermana sarılıyorum, ondan korktuğum halde beni ısırmasın diye sarılıyorum. Acıyıp, ısırmıyor. Sevgiyle şiddeti yok etme stratejisi... Ama çok yoruldum. Hayatta duracak halim yok.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder