Hürriyet

6 Temmuz 2010 Salı

:::GENÇLİK:::

Olmadı. Yok öyle bir kavram. Benim adıma gençlik: Sadece yaşım büyüdüğü için istemediğim bir dolu sorumluluğa prangalanmak. Evin geçimini, onüç yaşımda almak zorundaydım. Annem beni ve kardeşimi büyütürken yanımızda sadece anneannem vardı. Allah rahmet eylesin. Çok emeği geçti bize. Dul bir kadın yanlış seçimler yapmadan, kardeşlerinin ve kimsenin ciddi desteği olmadan, oğullarını yetiştirmek adına kendi isteklerinden feragat etti. Tümünden. Annem hayatını bize adadı. Birgün büyüyüp, ona en güzel teşekkürü, bende aynısını anneme yaparak edecektim. Anneme ve kardeşime bakacaktım. Evin erkeği bendim.Yaz aylarında çalışmalar başladı. Çıraklık... "Eti senin, kemiği benim" dönemleri. Okul boktandı. Hep nefret ettim okuldan.

Arkadaşlarımı sevdim. Onlardan en çok Berk ve Serdar'ı sevdim. Halen görüşürüz. Yelda ortaokulda ilk çıktığım kızdı. Burcu en olgun ve sevecen. Burcu ile de halen görüşürüz. Hatta geçen gün evine gittim. Göktürk'e. Muhteşem bir evi var ve bana enfes bir kahvaltı hazırladı. Onun için en güzel dileklerimi sunabildim sadece... O ise bana en güzel arkadaşlığı, yıllar sonra tekrar ve tekrar çoşkuyla ikram etti.Chasew var. Köpeği. Umarım doğru yazmışımdır. Çünkü ingilizcem berbat. Sadece çizgi roman ve filmlerin yardımıyla... En çokta MSN üzerinden konuştuğum yabancı insanların sohbetleriyle öğrenmeye çalıştığım yarım yamalak bir ingilizce. Chasew, çok tatlı bir velet. Saatlerce oynadık. Onu çok sevdim. Zaten beni en çok hayvanlar ve çocuklar seviyor. Çünkü onlarda benim gibi masum.

Az önce anlattıklarım, ilkokul ve ortaokul arkadaşlarımın bir kısmıydı. Serdar çok babayiğittir. Berk benim ortak. Kaptan Amerika'cılık oynardık ilkokulda. Berk Kaptan Amerika, bense zenci ortağı Falcon olurdum. Onlar her savaşa ve maceraya birlikte atılırdı. Kötüleri yener ve adaleti sağlarlardı. Bizde küçükken, oyunlarımızda kahramanlar gibi davranırdık. O yüzden alışkanlık olmuştur bizde. Halen birbirimize ortak diye sesleniriz. Ne yazık kahraman olma hayalini bir tek ben yaşattım.

Bizde küçükken, oyunlarımızda kahramanlar gibi davranırdık. O yüzden alışkanlık olmuştur bizde. Halen birbirimize ortak diye sesleniriz. Ne yazık kahraman olma hayalini birtek ben yaşattım. Demek ki bu ilk yanlış. Asla kahraman olamazsın hayatta. Bu yüzden kahramanlık kurgudur. Kurgu gerçekte olmayan demektir. Eğer kahraman olmaya çalışırsanız, bir bok olamazsınız. Yanlız ve acı dolu kederli bir pisliğin içinde ömrünüz boyunca debelenirsiniz. Benim gibi...
Lise yılları. Aaaahhh. Aşık olma halleri. Ergenlik ve bolca baharatlı bunalım dönemleri. Lise yıllarımda, okuldan nefret eden ve tembel bir öğrenci olarak "Zeytinburnu Endüstri Meslek Lisesi'ne" yöneltildim.

Nasıl olsa aptal bir çocuğum. En azından elimde mesleğim olsun. Anafikir buydu bilge teyzelerimde... Oldu da bir meslek edindim. Ellerimin sac levhaları taşımaktan kanadığı, plastik ısıtırken yandığı, stajdaki patronumun kafamda odun kırdığı, aşağılandığım, umursanmadığım, geri zekalı göründüğüm, küfür yediğim bir mesleğim oldu. Ne de olsa "Makine Ressamlığı" benim gibi işe yaramaz öğrencilerin, fakir ailelerin çocuklarının gönderildiği bir yerdi.

Tek ve en iyi arkadaşım o döneme ait en güzel paylaşımım, Gökhan'dır. Cengiz Kurtoğlu dinlediğimiz, Orhan Gencebay'la dinlendiğimiz, Ümit Besen'le içtiğimiz günleri özlüyorum. Sigara dumanı aralıklarında, bira kutularında aranan, efkara müteakip şarkılarla coşan delikanlı günlerimiz oldu. Gökhan, Arzu'ya aşık oldu; İçtik, konuştuk. Gökhan çıkmaya başladı; Coştuk. Gökhan Arzu'yla tartıştı, kavga etti; Sabahlara kadar beraber ağladık. Gökhan, Arzu'yu çok sevdi ve evlendi. Şimdi çok güzel, biri kız, biri erkek, ikiz çocukları var. Gökhan baba oldu. Ben çakma amca.

Bana kimse aşık olmadı. Ben de lisede aşık oldum birilerine ama hiçbir kızın elini sevgiyle tutamadım. Layık değildim sevilmeye. Erkek gibi değildim, kızların gözünde. Ben ev bakıyordum o zamanlar. Kızlarsa kendilerini satabilecek delikanlılar...
Gökhan'ın bende yeri bambaşka. O benim kardeşim. Gökhan'ı ve Arzu'yu çok seviyorum gerçekten. Orhan Abi vardı. Rahmetli. Bir o anlardı beni. Babamdı Orhan Abi. Gökhan'ın babası. Allah izin verirse, bir gün ona kavuşacağım.
Sıkı dostluğumuz devam etmekte halen Gökhan'la. Son zamanlarda görüşemiyoruz lakin... Az ama öz dost edinmelisiniz hepiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder