Hürriyet

6 Temmuz 2010 Salı

:::AVLANMA:::

Avlanmak. Öldürerek doyma ihtiyacı. Hem beden doygunluğu, hemde bozuk ruhların besini... Avlanmak. Kudretimin yettiği kadar bunu engellemeye çalışıyorum fakat yeterli olmuyor. Doğa, hayvanlara tetik parmağı verecek kadar cömert davranmamış.Hadi empati kuralım. Kendinizi "av" olarak hayal edin. Ormanda dolaşıyorsunuz yada sazlıklarda yüzüyorsunuz. Sakin ve huzurlu. Güneş, kemiklerinizi ısıtıyor. Hafif bir esinti tüylerinizi serinletiyor arada. Gürültüden arınmış, barış notaları çalıyor, etrafınızdaki tüm tabiatta... Siz onun sadece bir parçasısınız.

Bir ses... Daha önce tanımadığınız, vahşi, gürültülü, ürkütücü bir ses. Patlama sesi, tüfek sesi...Durun! Tüfeğin yada silahın ne olduğunu bilmiyorsunuz. Siz bir hayvansınız. İçinizde ki minik yürek, hızla atıyor! Korktunuz! Daha önce duymadığınız, o sesten... Merak ve şüphe. İçgüdüsel korunma ile bütünleşiyor. Hızla, olduğunuz yerden sıçrayarak, pervasızca koşmaya başlıyorsunuz.Başka sesler duyuluyor. Yüksek konuşma sesleri... "Orada! Gördüm onu! Önünü kesin, kaçmasın!". Sapkın egolarını tatmin etmek isteyen bir grup, hasta ruh. İnsan! Avcılar, sizi öldürmek için kovalıyor! Neden? Sadece zevk için...

Sizin adınız, canlı değil, hayvan değil, yaşamınız önemli değil. Sizi tanımlayan kelime "Av"! Öldüğünüz için sevinecekler. Öldürdükleri için kendileri ile gurur duyacaklar. Ölümünüzü, güzel bir anı olarak daima anımsayacaklar. Sizin için kimse üzülmeyecek. Daha da kötüsü, cinayetinizin cezası yok! Zevk için öldürüleceksiniz. Onlar, buna spor diyecek ve doğanın kanununu kötüye kullanacaklar. Her zaman yaptıkları gibi ileride de sizi ve ailenizi öldürmeye, gururla devam edecekler!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder