41. Bölüm
Polis yanıtlar:
-Ellerini kaldır yoksa ateş ederim!
Deccal, Mehdi'yi bir kenara bırakır ve ayağa kalkar. Memurun korkusu kararlılığını sorgulamaktadır. Deccal polise bakarak:
-En iyi atışını yap, memur bey!
Polis, tetiği çekmeye kararlıdır. Öyle olması gerekir... Tam tetiğe dokunacağı anda, Deccal tabancasının namlusundan kavrar. Namlu ısınıp, erir. Polis tetiğe basmıştır ve basınçtan sıkışan mermi, onun suratında patlar! Polis acı içinde geri gider. Yüzü kan içindedir. Eliyle, dağılan suratının parçalarını toplamaya çalışırken... Durumu gören diğer polisler ateş etmeye başlarlar. Deccal'ın bedeni simsiyah dikenli bir kabukla çevrilir ve kurşunlar, ona değer değmez, kül olur.
Tam bu esnada, Deccal, karaciğerine kuvvetli bir darbe alır! Mehdi, ayağa kalkmıştır ve ikinci round için hazırdır artık. Deccal, sırıtarak ona döner:
-Korkaklar gibi arkadan saldırmanı beklemezdim. Görüşmediğimiz süre içerisinde tam bir hanım evladı olmuşsun.
Mehdi, Deccal'ın suratına sağlam bir tekme savurur! Zırhı, onun darbelerinin şiddeti ile kırılmaya başlar. Sonra bir sağ kroşe! Bir sol kroşe ve bir sağ daha... Bir yumruk daha atmıştır ki, bu sefer Deccal, onun elini yakalar ve mengene gibi sıkmaya başlar. Kemiklerinin birer birer kırıldığını ve acısını hisseden Mehdi dişlerini sıkmaktadır. Deccal, suratı kanlar içinde ayağa kalkar ve gülmeye başlar:
-Biliyor musun? Gözlerinle her tarafı yaktığında biran beni korkutmayı başarmıştın. Eski gücüne kavuştuğunu düşünecektim ama eski halinden çok uzaktasın. Sen bir zavallısın!
Mehdi acısını midesinin altına gömüp, diğer yumruğunu Deccal'a savurur. Deccal onun diğer elini de yakalar. Ellerinden tuttuğu Mehdi'yi havaya kaldırır. Kollarını iki yana doğru gerer. Acısı artan Mehdi, Hz. İsa'nın çarmıha gerildiğinde neler hissettiği hakkında fikir sahibi olmuştur. Mehdi'nin göğsünün ortası sızlamaya başlar. Deccal, onu ikiye ayırmaya çalışıyordur! Derisi açılmaya başlar...
Deccal:
-Utanma, istediğin kadar bağırabilirsin!
Biraz sonra acılar içinde haykıran Mehdi'nin bedeni ikiye ayrılır! Bütün kameralar ve insanların gözü önünde...
...
41.Bölümün sonu
DEVAM EDECEK...
Saatin ne önemi vardı ki? Şafak sökerken baktım... Ne gerek vardı? Bir kez daha kendimden çıkıp dolaşmaya,yasak caddelerinde üzüntülerin. Arkama eklediğim hüzün vagonlarında kaç yolcu taşıdım? Kaç peronda onları bıraktım? Yolun sonuna gelmek mi zor olmuştu? Başından sonunu bilmemek mi? Daha ümit var! Tükenmedi... MEHDİ VASSETİ
Hürriyet
24 Aralık 2011 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder