Hürriyet

2 Aralık 2011 Cuma

Miladi 2120 Hicri 1545 ( 31.Bölüm )

31.Bölüm

...


Mehdi neler olduğunu anlamaya çalışırken, dikkatini yerden yükselen ve her yana virüs gibi yayılan, dikenli sarmaşıkla odaklar. Açılan yarıktan çıkan sarmaşıklar, birbirlerine kenetlenerek, yavaş yavaş insan şeklinde bir bedeni oluşturmaktadırlar. Deccal'ın lanetli bedenini... Mehdi telaşla:

-Bunlar ne? Ne oluyor?

Kovboy şapkalı adam, yavaşça dizlerinin üzerine çökerek, avuçlarını yere koyar. Konsantre olur. Ellerinden soğuk hava dalgası yayılmaya başlar. Geçtiği her yeri donduran... Gözlerinden ve burnundan soğuk nefes çıkmaktadır. Oda iyice soğumaya başlar. Kafasını kaldırıp, Bovak'a bakar:

-Çıkar onu buradan... Gerisini ben halledeceğim.

Deccal'ın belden yukarısı oluşmuştur bile... Bu haliyle içinde dikenler olan, siyah bir çamur birikintisi gibidir. Etrafındaki soğuğu hissedecek kadar kendindedir. Başını, arkasına doğru çevirir, kara gözlerini adama diker:  

-Bu sefili kurtarmak için Allah seni mi görevlendirdi? Senin burada ne işin var Azrail!

Azrail cevap vermez. Ellerini hala yerde tutmaktadır. İyice yoğunlaşan yerdeki soğuk, buzlaşmaya başlar. Zemin, duvarlar ve sarmaşıklar kristalleşmiştir. Deccal'ın gövdesi de donmaya başlarken, ani bir hareketle Mehdi'ye doğru kolunu uzatır ama ona dokunamadan tamamen donar! Ellerini yerden çeken Azrail yerinden doğrulur. Bovak ve Mehdi, şaşkınlıkla ona bakmaktadır.

Bovak:

-Sen ölüm meleği misin?

Azrail:

-Benden Deccal'ın canını almam istendi. Bu donmuş çamur, Deccal'ın kendisi değil. Sadece onun büyüden oluşmuş bir yansıması. Mehdi'yi eğit ve onu büyük savaşa hazırla! Bu onun kaderi. Yüzleşmesi gerek. Gerçek Deccal geldiğinde, bende orada olacağım.

Bu sözlerden sonra Azrail, donmuş Deccal siluetine doğru yürür. Ona bakar ve Deccal'ın donmuş olan yansımasına bir tekme savurarak, onu paramparça eder! Sonra arkasını dönüp, oradan ayrılır.

...

Mehdi, korku içinde gözlerle Bovak'a döner:

-Bu gerçek miydi?

Bovak:

-Ne yazık "evet". Ben seninle bu sürede ilgileneceğim. Yani Deccal'la tekrar karşılaşıncaya kadar...

Mehdi, sinirlenerek:

-Bu saçmalık! Benim işim gücüm, bir hayat düzenim var! Öyle "pat" deyince, her şeyi bırakıp gidemem!

Bovak:
-"Hayat düzeni" dediğin şey çok yakında bitecek! Herkesin ki bitecek... Her canlı gibi Dünya'da bir ölümlü ve yakında ölmek üzere olan bir dünyanın düzeninden bahsediyorsun. Herkesin unuttuğu bazı gerçeklerin gün yüzüne çıkacağı zaman yaklaşıyor. Sen istediğin kadar bunu görmezden gelebilirsin. İstediğin seçini yapar ve istediğin şekilde yaşamaya devam edebilirsin ama bu, kıyametten önce Deccal'la yapacağın savaşta "intihar etmen" demek olur! Onun karşısına çıkıp, onu yenebilirsin. İhtiyacın olan tek şey benim kılavuzluğuma zihnini açman. O gün geldiğinde, Deccal seni öldürmek için hazır olacak. Senin de yaşamak için hazır olman gerekiyor!

Mehdi, konuşmaz, başını öne eğer ve düşünmeye başlar... Cebinden bir sigara çıkartır, yakar. İlk dumanı burnundan üfler... Gözlerini yarım saniyeliğine kapatıp, tekrar açar. Etrafına bakar sonra kafasını kaldırıp, Bovak adında ki bu telefoncuya...

Mehdi:

-Bunlar gerçek olamaz... Anlamıyorum...

Bovak:

-Gerçek sadece, görmemiz için bize sunulanlar değildir. Gerçek; bize sunulanlar dışında görebildiklerimizdir! Şimdi çıkalım buradan... Kalacak bir yere ihtiyacın var. Sana gereken eşyalarını, evinden daha sonra aldıracağım. 

İkisi yavaş adımlarla ofisten çıkarlar...


31.Bölümün sonu

DEVAM EDECEK...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder