Hürriyet

5 Ekim 2011 Çarşamba

Miladi 2120 Hicri 1545 ( 2.Bölüm )

2.BÖLÜM

Adam, yandaki komedinin üzerinden aldığı bir havluyla bebeğin, üzerindeki kan pıhtılarını siler ve onu sarar. Kadın haykırarak tekrar eder:

-Nesi var bebeğimin? Bebeğimi göster bana! Feriz! Onu neden kucağıma vermiyorsun? Neden onu bana göstermiyorsun? 

Kocasına doğru açılmış soru dolu ve yaşlı gözleriyle, yerinden acılar içinde doğrulur. Bebeğini görmek için... Kocası, bebeği  Erin'e doğru uzatır.

Feriz'in gözünden...

Hayretli bir acıyla bebeğine bakar. Gözbebekleri iyice büyür. Gözyaşları tekrar akmaya başlar. Dudakları büzülür. Bebeğini, sanki Tanrı'ya, sanki "bu da nedir?" dercesine isyan edermiş gibi yukarı doğru tutar.  Başını yukarı kaldırıp, çığlık atar ve ağlamaya başlar.
Feriz, sinir krizi geçirmekte olan, eşinin kucağından bebeğe uzanır.  Erin, şiddetli bir sinir krizi geçirmektedir o anda!

Feriz'de yaşlı ve çaresiz gözlerle, kucağında ki masum hayata bakar... Bebeklerinin "ağzı" yoktur. Bu yüzden ciyaklayarak, ağlamamıştı. Bu yüzden, asla konuşamayacak, bağıramayacak ve asla yemek bile yiyemeyecekti! 

Feriz'in o an aklına ilk gelen:

"Bu bebek,büyük ihtimalle, bir hafta içinde ölür!" olmuştu.  

....
Yirmi beş yıl sonra... Ormanın içinde, büyük bir evin içinde, gölgelere saklanan, iki acınası, kayıp müptela... Evin mutfağında... Birinci elemanın elinde bira şişesi, diğeri ahşap dolabın arkasında, duvara monteli kasanın başında... Hırsızlık yapıyorlar. Evin sahipleri, oraya sadece yazları geldiği için bu kış ayında hırsızlar için biçilmiş kaftan... Bilirsiniz, bu asalakları... Tanrı'nın yaptığı hatanın sonucu, ne yazık nefes alabilen ve yaşamayı hak ettiklerini düşünen yaratıklar!

1.Eleman:

-Açtın mı kasayı?

2.Elaman:

-Dur, ...mına koyim. Açmaya çalışıyorum.

1.Eleman:

-Olm hadi, üşüme geldi! Titriyorum.

"Klik!"

2.Eleman (pis ağzına yerleşen gülümsemeyle) :

-Tamam! Açıldı! İşteee... Gelin babacığınıza... 



2.Bölüm Sonu.
DEVAM EDECEK...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder