Hürriyet

7 Ekim 2011 Cuma

Miladi 2120 Hicri 1545 ( 4.Bölüm )


4.BÖLÜM


-Aaaaa-aaaahhhhh. Bırak! Bıraaaak! N'olur, bıraaaak! Acıyooooorr!!!

Dışarıda çakan şimşek, evin içini bir anlığına, gündüz kadar aydınlatır! Hırsız o an, onu görür! Acısının yegane sebebini... Ondan daha güçlü olan "Onu"...

Karşısında, siyah, geniş omuzlarıyla duran, zebellah gibi devi! Geniş siyah şapkasının altından, elinde tuttuğu değersiz hayata, öfkeyle bakmaktadır! Yüzü bembeyaz, gözleri buz mavisi, ağzı ise... Yok!

Sadece, dışarıdaki verandanın ışığı gelir o anda... İçerisi tam seçilemese de, loş bir şekilde görünmektedir. 

Az önce erkek arkadaşı öldürülen, kızın gözünden...

Kolundan yakaladığı hırsızı, tek eliyle, savurup duvara çarpar! Hırsızın kafası, çarpmanın şiddetiyle açılır. Bir daha savurur! Biraz daha kan ve et duvara yapışır... Bir daha savurur! Dişleri ve sağ gözü de duvara geçer... Bir kez daha duvara savurur! Bu sefer, hırsızın kafasından geriye pek bir şey kalmamıştır! Elindeki cansız, et yığınını yere bırakır... Kıza doğru, sağ omzunun üzerinden bakar. Sonra ona doğru ilerler... Kız bağırmak ister ama bağıramamaktadır.

Kızın yanına gelir, bakar ve ona, öldürülen erkek arkadaşı için üzgün olduğunu söylemek istercesine, elini, kızın omzuna koyar. Diğer eliyle mutfağı işaret eder. Kapıdan çıkar ve gider... Şimşek çakmaktadır... Kız ise olduğu yerde donup, kalmıştır... Kendini biraz hareket etmeye hazır hissettiğinde ise, ürkek adımlarla, mutfağa gider...

Adımı, yerdeki bir şeye çarpar... Diğer pisliğin kopartılmış kafasına! İşte burada ciddi bir çığlık krizine daha tutulur. Biraz sakinleştiğinde, mutfağın ışığını açar... Hırsızın, bacakları ve kolları, bedeninden ayrılmış ve mutfak masasının üzerine konmuştur.

....


4.Bölüm Sonu.

DEVAM EDECEK...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder