Hürriyet

10 Ekim 2011 Pazartesi

Miladi 2120 Hicri 1545 ( 9.Bölüm )


9.BÖLÜM

Ses:

-Bana darıldın mı yoksa? Hahahaaaa. Kabul et güzel şakaydı...

İram daha fazla, onunla alay edilmesine dayanamaz ve yerinden fırlayarak "Ses"in üzerine atılır! Ama suratına çarpan bir tokatla, yere yığılır!

Ses ayağa kalkar ve hiddetle konuşmaya devam eder:

-Bu ne cüret! Ne cüretle bana saldırmayı, o zavallı aklından geçirebilirsin?! Ne cüretle!!!

Yere serilen "İram" dizlerinin üzerine doğrulur ve başını, özür dilercesine önüne eğer. Ses, konuşma hiddetini azaltıp, geçmişten bahsetmeye başlar:

-Sen, gücünü içinde bana karşı ve diğerlerine karşı büyüttüğün nefretinden alıyorsun. Unutma ki istediğim zaman seni yok edebilirim. Seni daha bebekken, ağzın olmadığı için sokağa atıp, ölüme terk eden ailene yaptığım gibi... Tek bir dokunuşumla, etini, sinirlerini, kaslarını ve kemiklerini birbirinden sökebilirim!

İram:

...

Ses (yerine oturur):

- Şimdi kitabı yavaşça solundaki sandığın için bırak!

İram, etrafına bakınırken, sandığı görür ve gidip, yavaşça "Kitabı" sandığın içine bırakır...

Ses:

-Biliyorsun benim "O" kitaba dokunamadığımı...

İram, kan kırmızısı gözlerini Kitap'a kenetler. Her yok oluşun ve var oluşun anahtarı, kılavuzu, elçisi, Müslümanlığın yegane ilk yazılı Kitap'ı...

Ses, hizmetkarı "İram"a, yeni görevini verir:

-İstanbul'a dön! Gideceğin yerin adresi, buradan çıktığında sol kolunun derisinin altında belirecektir.

İmran, acı ve merhamet dilenen gözlerle "Ses"e bakmaktadır. Ses onun bakışlarının sebebinin farkındadır .

Ses:

-Bunun sana acı verdiğini biliyorum ama yöntemlerimin yaratıcı olduğunu inkar edemezsin değil mi? Damarlarını her seferinde kopartıp, yazı şeklinde tekrar birbirine bağlamak benim içinde uğraştırıcı oluyor.

İram'ın çaresiz kabullenişinden sonra "Ses" ona, görevi hakkında bilgi vermeye başlar...

9.Bölümün sonu

DEVAM EDECEK...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder