Hürriyet

13 Ekim 2011 Perşembe

Miladi 2120 Hicri 1545 ( 12.Bölüm )

12.BÖLÜM


Bütün bunlar yaşanırken, hırsızlarda eve girmiş, kasanın başına üşüşmüşlerdi. Fakat beklenmedik bir gelişme olmuş ve evin genç kızı, sevgilisi ile eve gelmişti. Hırsızlardan biri silahlıydı. Zaten kafası dumanlı olan hırsız, panikleyip, silahını ateşleyince ise her şey sarpa sarmıştı.  

Sevgilisinin vurulduğunu gören genç kız, sinir krizleri geçiriyordu. Tam o anda İram, gizli geçitten mahzene çıkmıştı. Olaylar tam onun bulunduğu yerin tam üstünde cereyan ettiğinden, her şeyi duymuştu. 

Mahzen'den üst kata vardığında, hırsızın tam arkasına denk gelmişti. Hırsız, onun farkında değildi. Hala çığlık atan kadına bakıyor ve onu öldürüp, öldürmemek arasında gidip, geliyordu aklı.
İram'ın gözünden...

Hırsız önünde duruyordu, silahını kadına doğrultmuştu. İram aslında oldukça zekiydi. En azından silahsız tarafın çaresizliğini anlayacak kadar... 

Dışarıda hava iyice kötüleşmiş, yağmurla beraber şimşekte, kasvetli olan havayı derinden derine daha da körüklüyordu. Yıldırımlardan biride, evin şebeke enerjisinin beslendiği trafoya düşmüştü. O birden her yer karardı. 

Kadın artık bağırmıyordu. Gırtlağında mecal kalmamıştı. Sessiz ve içli ağlamaklıydı.
Hırsız, karanlığın sebebini, çektiği kokaine bağlarken, silah hala kadına doğrulmuş vaziyette, eylemsiz öylece duruyordu. 

İram; ufak bir hareketle hırsızı öldürebilirdi ama bu onu ilgilendirmezdi. Onun için en iyisi oradan gitmekti. Ses'e götürmesi gereken bir emaneti vardı. Ayrıca onun için kimin öldüğü önemli değildi. Hiç olmamıştı. Yürüyüp giderdi her zaman...

...ama bu sefer değil!

Tamda bu anda, hırsız ışığı yakmak için elektrik anahtarını ararken, İram'ın iri gövdesine çarpmıştı. İram, hırsızın silah tutan elini birden sıkıca kavradı. 

Duyduğu acıyla hırsızın nasıl çığlık attığını ve takip eden olayları, hikayemizin başında okumuştuk. Hatırlatmak amacıyla bir kez özetleyeyim. Hırsızları öldüren İram, şokta olan ve yerinde öylece donup kalan kadının omzuna "yoluna girecek" dercesine dokunarak evden ayrılmıştı.  

İram'ın neden ilk defa doğru olanı yaptığını bilmiyoruz ama İram'ın bazen doğru tarafta olup, olmadığını sorgulamaya başladığını söyleyebilirim. Bu gecede olan buydu aslında...

Çok iyi bir insanı, mutsuz ederek, elinden alarak, yaşatmayarak, mahrum bırakarak, dışlayarak ve yalnız kalmasına sebep olarak, onu en dibe çekebilirsiniz. Bembeyaz bir yüreği ve ruhu, kirletebilir, kapkara bir hayata dönüştürebilirsiniz. 

Yapamayacağınız tek şeyse, içi ne kadar karanlık ve umutsuzluk dolu olsa da, iyi olan bir kalbi öldüremeyeceğinizdir! Mutlaka iyiliğin ve merhametin izleri kalacaktır. İyiliğin en kötü yanıysa, çok azı bile tahmin edemeyeceğiniz bir hızla yeşerir ve her tarafı sarar!

İram, gecenin içinde kaybolur... Biz ona arkasından bakarken...

12.Bölümün sonu

DEVAM EDECEK...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder