Hürriyet

29 Kasım 2011 Salı

Miladi 2120 Hicri 1545 ( 28.Bölüm )

28.Bölüm


2 ay sonra Tren istasyonu - Bakırköy... Saat 23:16

Soğuk ve karlı gece... Bir adam  peronda beklemekte... Etrafta ondan başka kimse yok. Siyah uzun par düseli,  kovboy şapkalı, ağzında sigarasıyla... İleriden gelen trenin farları, rayları aydınlatıyor. Yaklaşıyor perona... Yavaşlıyor tren. Adam sigarasını korluyor tren iyice yavaşlarken. Dördüncü vagonun kapısı, onun tam hizasında açılıyor. Adam kıpırdamıyor. Sanki trene binmeyecekmiş gibi... Sanki aslında birini bekliyormuş gibi... Trenin içi karanlık... Kapı açılmış durumda ardına kadar.İnen yok. Tren ve adam ikisi de bekliyor ama ikisi de kıpırdamıyor. İçeriden bir ses:

Tren:

-Mehdi, kim olduğunun bilincinde değil. Hala dokunulanın gerçek olduğuna inanılan maddesel bir dünya ile sınırlı. Kendini ve önceki yaşamlarını hatırlamıyor. Mehdi, son Mesih olduğunu bilmiyor! Zamanımız dar. Gördüm... Deccal, onun yerini bulacak ve onu öldürecek! İnsanlık ne kadar yozlaşmış olsa da, onları terk etmeyeceğim. Şeytan ve Deccal hadlerini çoktan aştılar!

Adam, sigarasını yere atıp, ayağı ile söndürdükten sonra dumanını burnundan üfler. Simsiyah bir duman geceye yayılır. İç karartıcı, kasvetli, soğuk bir duman... Şapkasının önünü tutup, treni selamlarcasına hafif eğerek:    

-Ne yapmamı istersiniz yüce efendim?

Tren:

-Deccal'ın nefesini al!

Adam ellerini paltosunun cebine sokar yavaşça:

-Yüce efendim... henüz vadesi dolmadı.

Tren:

-Deccal'ın canını al!

Adam öne eğilerek:

-Takdiriniz yüce efendim Takdiriniz!

...


28.Bölümün sonu

DEVAM EDECEK...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder