Hürriyet

10 Ocak 2012 Salı

BEBEK (2.Bölüm)

Beş yıl sonra...

-Metin biliyorsun, bu günlerde işlerimiz durma aşamasına geldi. Ben lafı dolandırmayı sevmem. Bizde masrafları kısmak için şirkette küçülme yoluna gittik. Sergen Bey birçok defa ismini önüme getirdi ama ben, her seferinde geri çevirdim. Sen bu firmanın ilk gözağrılarındansın. Fakat bu raddeden sonra ikimizin de sonucu metanetle kabul etmesi gerekiyor.

"O konuşmaya devam ediyordu. Kelimeler farklıydı ama hepsinin anlamı benim kovulacağımdı. Ne yapacağımı düşünüyordum. Beni işten çıkartmaması için yalvarsam..? Yoksa bu durumu da sükunetle kabullenip, arkama bile bakmadan çıksam mı?"

-Sözün kısası Metin, iş akdine son vermek zorundayım!

"Kafamı, peki anlamında aşağı yukarı bir iki defa salladım. Adam beni işten çıkartıyor ve ben konuşamıyorum. Birşeyler söylemeliyim. En azından bir kaç sözüm olmalı! İnsanın aklına söylemesi gereken şeyler neden hep, yeri ve zamanı geçtikten sonra gelir? Öylesine... Bir yerden girdim söze..."

-Ertan Bey, elbette durumun farkındayım. Sadece bu çok ani oldu. Belki bir süre bekleseniz, durumlar düzelene kadar. Altı yıldır emek veriyorum... Dilerseniz, maaşımda biraz düşüş yapabilirsiniz. En azından şirket tekrar refaha kavuşuncaya kadar. Yanlış anlamayın ama zaten aldığım ücret çok fazla değil. Yani beni işten çıkartmanız, size çok büyük bir maddi tasarruf kazandırmayacaktır!

"Avuçlarım ter içindeydi. Dudaklarım kurumuştu ve yalvarmaktan sadece bir adım uzaktaydım. Gururumu düşünmüyordum. Onun karşısında ezilip, büzülmek umurumda değildi! Sadece Şeniz'i düşünüyordum. Kızımı..!"

-Metin çok üzgünüm. Yapabileceğim birşey yok!

"Yüz ifadesinden anlaşılıyordu. İtiraz etmeden çekip, gitmemi istiyordu. Yalvarmamı değil. Beni değil. Sadece odasından çıkmamı... "

- Tazminatımı almak istiyorum!

-Tabii ki vereceğim ama bu günlerde biraz zor. Önümüzdeki ay haberleşelim. O zaman hallederiz.

"Şimdi yerimden kalkıp, suratının ortasına olanca kuvvetimle geçireceğim! Aaahh keşke yapacak cesaretim olsa... Bu benim hakkım! Takım elbise giyip, gül ağacından yapılma büyük masanın arkasına geçmek onu benden daha  mı üstün kılıyor? Neden bütün hayatımı sigara gibi sarıp, yaktıktan sonra içine çekiyor? Neden hayatımı içip, dumanını yüzüme üflüyor? Bana verdiği maaşı bir gecede harcıyor! Kendi zevklerinden kesinti yapsa daha mantıklı. Evet! İşte bunu söyleyeceğim ve sonrada arkama bakmadan çekip gideceğim."

-Her gece yaptığınız alemlere bir süreliğine ara verirseniz, başkalarının hayatlarını mahvetmek zorunda kalmazsınız! Sadece bir öneri!

"Yüzüme bakmıyor. Cep telefonunu aldı. Kulağına götürüyor yavaşça...Eliyle bana "bir saniye" anlamında işaret ediyor. Konuşmaya başladı..."

-Merhaba kızım. Evet, telefonum sessizdeydi. Bir görüşmedeydim. Yok canım. Görüşmem bitti, konuşabiliriz.

"Bunu söylerken, kaşlarının altından bana, git artık dercesine baktı. Gideceğim! Söyleyecek başka söz kaldı mı? Şerefsiz herif! Benim de kızım var!"

...


2.Bölümün Sonu.

DEVAM EDECEK...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder