Saatin ne önemi vardı ki? Şafak sökerken baktım... Ne gerek vardı? Bir kez daha kendimden çıkıp dolaşmaya,yasak caddelerinde üzüntülerin. Arkama eklediğim hüzün vagonlarında kaç yolcu taşıdım? Kaç peronda onları bıraktım? Yolun sonuna gelmek mi zor olmuştu? Başından sonunu bilmemek mi? Daha ümit var! Tükenmedi... MEHDİ VASSETİ
Hürriyet
24 Nisan 2013 Çarşamba
CENNET'İN DÜŞÜŞÜ (Asla Anlatılmamış Hikaye) 1.Bölüm
-İlk-
Kötü ve iyi ayırt edilebilecek kadar net ve herşey daha seçilebilir durumdayken... Henüz kötülük, evrene zehrini akıtmamışken. Tanrı kainatı yaratmadan, sayılamayacak kadar uzun zaman evvel... Cehennemin olmadığı, sadece Cennet Krallığı'nın yükseldiği bir dönemde... Sonsuz bir enerji boşluğunda, Tanrı ve oğlu varmış.
Oğlu; gökyüzü kadar cesaretli, rüzgar kadar hızlı, yıldırım kadar hiddetli ve ateş kadar hırslıymış! Tanrı, oğlunu çok severmiş ve tahtının varisi olacak şekilde onu yetiştirmiş.
Birgün Tanrı, onun için bir hediye hazırlamak istemiş.
Cennetin rengarenk topraklarını, kör edici güzellikte parlayan sularıyla yoğurmuş. Sürekli esen, yaşam rüzgarlarından alıp, ruh nefesini katmış. Oğlundan esinlenerek, hediyesini şekillendirmiş. Böylece "ilk insanı" yaratmış! Sonra onu kutsayarak, Dünya adında ki küreye koymuş.
İçinde yarattığı ilk insanın olduğu küre(Dünya)yi alıp, Cennet'teki geniş sütünlarla kaplı, altın koridorlardan ilerleyerek, odasında taç giyme töreni için hazırlanan oğlunun yanına gitmiş. Zümrütlerle kaplı ve yerden göğe kadar uzanan devasa kapıları aralayıp, melekler tarafından dövülerek su gibi işlenen yakut pelerinini giymekte olan oğluna seslenmiş. Babasının tok ve rahatlatıcı ses tonunu duyan "Şeytan" hızlıca yanına gidip, babasına sevgiyle sarılmış.
-Huzurunla, bana selamet getirdin baba!
Tanrı, Şeytan'a gülümsemiş:
-Huzurum ve selametim seninle yüce oğlum.
-1.Bölüm Sonu-
M.V(Cennet'in Düşüşü)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder