Hürriyet

7 Mart 2012 Çarşamba

BEBEK (15.Bölüm) Son Bölüm

Akşam haberleri… Zaman belirsiz.

-Bolu Dağı’nda yaşanan kazada iki kişi hayatını kaybetti. Ölenler arasında birde 6 aylık bir bebek var. Sisin yoğun olduğu saatlerde, karşı yönden gelen kamyonun sarhoş sürücüsü, direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi üzerine, biri bebek, diğeri yalnız bir baba olan iki kişinin hayatını biçti.

Bu hikâyede geçenlerin hiçbiri yaşanan şeyler değildi… Kafası karışanları ve “nasıl yani?” diyenleri aydınlatmak için:

Soru 1- Metin hastanedeyken, hem de aynı saatlerde nasıl Bolu Dağı’nda oluyordu?

Soru 2- Metin’e araba çarptı ve bacağı kırıldıysa, neden bir şey göremiyor ve hareket edemiyordu?

Cevap 1 ve 2- Metin Bolu Dağı’nda kaza yapan kişinin ta kendisiydi. Komaya girmişti ve koma halindeyken bazı rüyalar görüyordu fakat bunları gerçekten ayırt edemiyordu. Bacağının kırıldığı kazada sadece rüyadan ibaretti.

Soru 3- Tülay ve Gülay, onu aradıklarında neredeydi? Hastanedeyse, neden kimsenin onu aramadığından şikâyet ediyordu?

Cevap 3- Metin Bolu Dağı’nda kızıyla, o sisli gecede kaza yapmadan önce Gülay’ın aradığını görerek, meşgule almış ve sonrasında kaza yaptığından, geri arayamamıştı. Tülay ve Gülay o gece ona ulaşamamıştı. Komada yatarken, bilinçaltında roller değişmiş ve sanki onu kimse aramıyormuş düşüncesi beynine yerleşmişti. Aslında Tülay’da, Gülay’da koma boyunca belirli aralıklarla onun yanında olmuştu.

Soru 4- Şeniz kendi kızı mıydı?

Cevap 4- Evet. Metin’in evlatlık kızıydı.  Şeniz’i , evlat edindikten 1 hafta sonra hafta sonunu geçirmek için Çanakkale’de yaşayan, Tülay’ın evine doğru yola çıkmıştı. Gülay’da oradaydı ve Metin bu iki meleği ailesi olarak kabul ediyor ve evlatlık kızını da onlarla tanıştırmak istiyordu. Yolda kaza yapmasaydı bu gerçekleşecekti.

*Öncelikle şunu söyleyeyim. 5.Soru ve onun cevabı her şeyi anlatıyor. Kitabın anahtarı ve konusu bu soruda… Şimdi sorumuza gelelim:

Soru 5- Şeniz’in 9.Yaş gününde, Gülay’ın “Bu babanın senin için yazdığı kitap. Kitabın adı “BEBEK”. İçinde bütün sevdiklerin var. Hepimiz varız.” Diyerek verdiği “BEBEK” isimli kitabı kim, nasıl yazmış olabilirdi?

Cevap 5- Metin, Şeniz’le yola çıkmadan önce arabaya bindiklerinde; Gülay ve Tülay’ın fotoğraflarını ona göstermişti ve bebeğe onların aileden olduğu anlatmış, nihayet tanışacaklarını ve artık daha büyük bir aile olacaklarını söylemişti. Bebek her kelimeyi dikkatle dinleyip, koca mavi gözlerle ona bakmıştı. Kaza anından yarım saniye önce Metin, arka koltukta duran bebeğe bakarak “O benim yaşama sebebimdi. Onu daima koruyup, sevecektim. Ölünceye kadar…” diye düşünmüştü. Hemen sonrasında arabanın ön camından içeri patlayan ve gözümü kamaştıran farları görmüş ve orada hayata veda etmişti.
Metin kaza anında ölmüştü. Kalp ölümü, öldüğünü anlayamayacak kadar hızlı olmuştu ama beyin ölümü, Dünya zamanıyla birkaç dakika sürmüştü. Bilinçaltı ilk başta öldüğünü değil, kazadan kurtularak yaşadığını kurgulamış ve kendini kazanın dışına çıkartıp, kaza yapan arabasına sanki başkasınınmış gibi baktığını düşündürtmüştü(hikâyenin başında anlatılan olay). Kızının ölümünü görmeyen gözleri, beynine yaşadığına dair sinyaller yollamış ve yol kenarındaki arabada bulduğu bebeğe farklı bir açıdan bağlanmasına sebep olmuştu. Beyin ölümü gerçekleşene kadar yaşadığı(nı zannettiği) olayları zaten okudunuz.
O an ölen bir insanın yaşadığı olayları ve kızına sevgisini anlatan bir kitabı yazması mümkün değildi. Bu yüzden Gülay, Şeniz’e yazılmamış bir kitabı vermiş olamazdı. Metin’in ilk başta onu arabadan çıkartması, Gülay’la aynı evde yaşamaları, Tülay’ın Beşiktaş’taki evi, Metin, Şeniz’in evlat edinilme aşamaları, Şeniz’in okula gidişi, Çanakkale’de vefat eden anneannesi… Bunların hepsi yoktu! Asla olmamış ve yaşanmamıştı.
Kaza sırasında bebek, arka koltukta sıkışıp, havasız kalarak can vermişti. Bu ufak canlının, ölmeden önce verdiği hayat mücadelesi 7 dakika sürmüştü. Babasının ona anlattıklarını parçalar halinde düşünmüş ve hikâyemizi oluşturan büyük tabloyu ortaya koymuştu! Bebeğin hafızası, gördüğü her sahneyi, duyduğu her kelimeyi özenle bir araya getirerek, bir kitaba dönüştürmüş ve bilinçaltında bu kitabı, ona babasının verdiği yalanını yaratmıştı.

*Bir bebeğin ölmeden önceki yedi dakikada hafızasında yer alan parçalardan oluşturduğu dünya.

Televizyon…

-Çok üzücü bir kaza sayın seyirciler. Henüz altı aylık olan bir bebek, yaşamla ölüm arasında 7 dakika boyunca mücadele etti ama ne yazık ki ölüme yenik düşerek, hayatını kaybetti.

Tülay:
-Ayy kapat şu televizyonu! Öffff. İçim fenalaştı. Yazık yaaa… Canavar gibi gidiyorlar yolda.

Gülay:
-Kızım alkollüymüş bir de adam!

Tülay:
-Allah belasını versin onun!

Gülay:
-Off daraldım. Hadi çıkalım. Mehdi bekliyor.

Tülay:
-Ne konuşacakmış bizle? Sana söyledi mi?

Gülay:
-Valla tam anlamadım ama “evlat edinmekten, nihayet kızı olduğundan” bahsediyordu. “Gelince detaylı anlatırım size” dedi.

-SON-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder