Hürriyet

6 Mart 2012 Salı

BEBEK (14.Bölüm)

Tülay’ın Seddülbahir’deki evi…

Gülay telefonu kapattıktan sonra elinden düşürür. Her şeyi Tülay’a ve Hakan’a anlatırken, benzi atmış, dudakları titremektedir.  Tülay çığlık atar!
-Neeee? Neee?  Ne diyorsun kızım sen? Ne diyorsun?

Gülay, gözleri dolu ve ağlamamaya çalışır. Hakan, ağzı açık donakalmıştır. Tülay, kendini tutamaz,  ağlamaya başlar. Yüzü üzüntüden parçalanmış, Gülay’a yönelir:
-Kızım bak doğru söyle! Metin olduğuna emin misin? Yanlış kişidir. O olamaz. Emin misin? Dedim! O mu?

Gülay daha fazla dayanamaz ve gözyaşları isyan eder...
-Oymuş! O yaa… O işte! Onun telefonunda aradılar. Bana meşgul vermişti. Sonra aramadı bir daha… 

Telefonum çalınca, bende arayan odur zannettim.  

Gülay ağlamaktan konuşmakta ve yutkunmakta zorluk çekiyordu.
-Komadaymış! Komada dediler bana!

Dokuz yıl sonra…

-İyi kiii doğduun Şeeniiiz. İyi kiii doğduun Şeeniiiz. İyi kii dooğduuun, iyi kii doğdun Şeeeniiiiizzz (alkış sesleri).

Tülay, Şeniz’in yanağına bir öpücük kondurur.
-Aşkım, iyi ki doğdun. Al bakalım, bu da hediyen.

Şeniz’in 9. Yaş günüydü…
Paketi arsızca açar. İçinden kocaman bir ayıcık çıkar. Tülay, gülümseyerek:
-Beğendin mi canım?

-Efet. Çok beyendiim. Teşekküy edeyim anne teyzeciim(O günden bu yana Şeniz’in büyümesinde çok emeği geçen Tülay, onun için ikinci bir anneydi).

Tülay, Şeniz’e sıkıca sarıldı.
-Canım benim. Nice sağlıklı yaşlara…

Hakan’da Şeniz’i yanaklarından öperek, hediyesini uzattı.
-Mutlu yıllar.

Şeniz, bir süre uğraştı ama Hakan eniştesinin hediyesini açamadı ve Tülay’dan yardım istedi.
-Anneteyzecimm, açamadım. Açay mısın?

-Ne demek aşkımmm benim. Ver açayım. Oooo… Hakan eniştesi, kızıma ne almış böyleee.

Şeniz:
-Ne almışşş?

Tülay, paketten çıkan elbiseyi Şeniz’in göz hizasında havaya kaldırarak, ona doğru tutar.

-A-Aaaa… Balerin kıyafetiii. Sen baleye başlayacaksın ya, bunu giyeceksin. Beğendin mi?
Kıyafeti Tülay’ın elinden alan Şeniz, sevinçle odasına koşarak, hemen giyer ve birazdan salona geri gelir. Herkes ne kadar güzel olduğunu söyler.

Şeniz, sevinçle Gülay’a dönerek:
-Anneciim sen ne aldın?

Gülay, Şeniz’i kucağına alarak, dizine oturttu.
-Ben sana iki hediye birden aldım canım. İlk hediyen burada, aç bakalım beğenecek misin?

Şeniz, paketi açtıktan sonra yüzünü bir sevinç kaplar. Ağzını, kendisini hayrete düşüren hediye yüzünden “vaaay” diyerek açar.
-Pateeeennnn. Çok iyiii yaaa. Şıkı-şıkı-şıkı.

Şeniz’in bu yorumu üzerine gülüşme sesleri birbirine karışır. Hakan, gülerek:
-Hahaha. Bu çocuk böyle konuşmayı nereden öğrendi acaba?

Tülay, Hakan’a dönerek:
-Pardon da, kimin kızı yani?

Gülay, kızına sıkıca sarılıp, dudaklarından öper.
-Yerim o ağzı ben, aşkların en güzeli! Bak bu da ikinci hediyen. Babanın uğurlu rakamı 9’du ve eğer burada olsaydı sana 9.Yaş gününde bunu verirdi. Buda babanın hediyesi.

Şeniz, Gülay’ın bu sözlerinden sonra hiç hatırlamadığı babasından gelen hediye paketini dikkatlice açtı. İçinden, kapağında kendisine ait fotoğraf olan bir kitap çıkmıştı. Şeniz, meraklı ve anlamamış gözlerle kafasını Gülay’a çevirdi.
-Anne bu ne?

-Bu babanın senin için yazdığı kitap. Kitabın adı “BEBEK”. İçinde bütün sevdiklerin var. Hepimiz varız.

Şeniz, elinde sıkıca tuttuğu kitabıyla Gülay’a(Metin’in ölümünden sonra onu evlat edinen ve büyüten meleğe) küçücük kollarıyla, kocaman sarıldı.

Dokuz yıl önce… Metin’in Bolu Dağı’nda yaşadığı kazanın ertesi günü…

-Bazı insanlar komadayken ayrı bir hayat yaşarlar. Beyin, koma halinin farkına varmamıştır ve bilinçaltı, çeşitli anı ve hayalleri harmanlayıp, hastaya gerçek olduğunu hissettirir. Böyle durumlarda hasta komada olduğunu bilmediği ve yaşamını devam ettirdiğini zannettiği için komadan çıkamaz. Çünkü onun beyninde hayatı zaten devam ediyordur.

Tülay ve Gülay koridorda beklemektedir. Gülay, kucağındaki ufak bebek(Şeniz)le, doktoru dinlemektedir. Ona sorar:
-Doktor Bey, bana lütfen net bir cevap verin. Metin komadan çıkacak mı?

Doktor, gözlüğünü sağ eli ile çerçevesinden tutarak düzeltir ve...
-Ne yazık ki, pek mümkün değil. Üzülerek söylüyorum, hayatının kalanını bitkisel hayatta geçirebilir.

Doktor Gülay’ın kucağında ki ufak bebeğin yanağını okşar. Gülay’a dönerek:
-Eşiniz için gerçekten üzgünüm.

Gülay:
-O kocam değil. O benim parçam ve içeride olmasına rağmen benden çok uzakta.

14.Bölümün Sonu

DEVAM EDECEK...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder