Hürriyet

18 Eylül 2013 Çarşamba

Masumiyet

Öylesine, aklıma geleni yazmak istiyorum. Deli gibi... İstediğim gibi... Kendim gibi... Bir insanın en değerli ve kırılgan parçası nedir? Masumiyeti..! İnsan, dünyaya geldiğinde masumdur. Sonra zamanla o masumiyetten geriye çok az kalır. Ben, çevremde hala masum olan insanlar tanıyorum. 
Bazılarımız, masumiyetimizin kalan son kırıntılarını, içgüdüsel olarak, muhteşem bir kalkanla çevreler, en derinimize gizleriz. Bazıları da masumiyetlerini mücevherlerle süslü, gümüşten, gösterişli bir elbise gibi taşırlar. Masumiyet çok değerlidir. Bir insanın masumiyeti tamamen yok olursa, geriye pek bir şey kalmaz. Her bebek doğduğunda masumdur ama zamanla bir canavara dönüşebilir. 
Bununla beraber hayallerde masumdur, gerçeklerse canavar! Bu yüzden gerçekler, hayalleri yok eder! Bu yüzden hayaller gerçekleşmezler. Bazen bir insanın hayali, bir başkasının gerçeği de olabilir. Bu tamamen kumar meraklısı kaderin, senin yaşamın üzerine attığı zarlarla alakalıdır.
İsterdim ki:
Eşimle akşam oturup kahve içmek, sinemaya gitmek, birlikte yemek hazırlamak, beraber bilmediğimiz yerlere doğru yola çıkmak, hayatın güzel yönlerini keşfetmek, uzun bir yolculukta omuz omuza uyuyakalmak, sabah yatakta kahvaltı yaparken, portakal suyunu üzerimize döküp sakarlığımıza gülmek, kışın ortasında termosu alıp, karlarla kaplı bir bankta oturup, zencefilli çay içmek, ısınmak... Hüznü, neşeyi, her şeyi paylaşmak...
Ben.. Eğer olsaydı, bir kız çocuğum olsun isterdim. Kızlar daha duygusal, daha kırılgan ve daha vefalıdır ve masumiyeti ifade ederler. Kızımın ilk adımları... İlk kelimeleri... Baba deyişi... Koşulsuz sevgisi... İlk okul günü... İlk mezuniyet töreni... İlk balosu... Evliliği ve onunla gurur duyacağım birçok şey...
Sonra bir gün yaşlandığımda, hayatta ilk defa iyi bir şey yapmış olmanın mutluluğu ile köşeme çekilip, ölmek. Bu hayatta olmadı, varsa belki öteki hayatımda...
M.V(Günlükler'den...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder