Hürriyet

7 Mart 2011 Pazartesi

EKSİK

-Kaç kişisiniz?

-İki.

-İsterseniz şöyle geçin. Dedi hoş sesiyle, güzel kız, eliyle bize, ortada ki masayı göstererek.

Oturduk. Kısık ışıkta, gölgelerle süslenen yüzlerimizi seyrederek gülümsedik bir süre ve Efes Dark aldık bu sefer…

“İncir Reçeli” karakterleri gibi…

Keyifle yudumluyoruz.

“Bana uyar burada, birazdan başlayacak canlı müziği dinlemek” düşüncesindeyiz.
Her şey yumuşak ve koyu turuncu…

Sahneye sarışın, uzun boylu, tadında güzellikte ve ses rengi mekâna inat, hırçın olan, sanatçı teşrif ediyor. Başlıyor şarkısına, gitaristinin kafa işaretiyle…
Çok değil normalde ama o an için; Evet çok güzel!

Dinliyoruz, dinleniyoruz… Garsonu gözlerimle bulup, elimde ki boş bira şişesini havaya kaldırarak işaret ediyorum. Yenisi geliyor…

“Eksik” söyleniyor. Biz mest oluyoruz. Bizim şarkımız, tam güzel gecede, istek yapmayı düşündüğümüz şarkı “eksik” seslendiriliyor. Ne zevk, anlatamayız.

Unutmuşum zamanın, birazdan bizden bu anları çalacağını…
Unutmuşuz ikimizde…
Unutmak istemişiz bile bile…

Güzel geceydi, bitme zamanı gelmiş olsa bile…   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder